Yakın zamanda yayınlanan bir Deutsche Bank raporu, topluca “Muhteşem 7” olarak adlandırılan ABD teknoloji devlerinin sahip olduğu şaşırtıcı mali nüfuza ışık tuttu. Aralarında Apple, Amazon, Alphabet, Meta, Microsoft, Nvidia ve Tesla’nın da bulunduğu bu endüstri devleri, dünya çapındaki büyük ülkelerin çoğunu geride bırakarak kârlarında ve piyasa değerlerinde artış gösterdi. ABD G20 dışındaki ülkeler arasında yalnızca Çin ve Japonya borsada işlem gören şirketlerden daha fazla toplam kâr elde ediyor.
Rapor, Magnificent 7’nin toplam piyasa değerinin tek başına dünyanın ikinci büyük borsasına rakip olduğunun altını çizerek, analistler arasında hem ABD hem de küresel borsalara yönelik potansiyel riskler konusunda endişeleri artırıyor. Deutsche Bank’ın küresel ekonomi ve tematik araştırma başkanı Jim Reid, tarihsel piyasa çalkantılarıyla paralellikler kuruyor ve bu tür yoğunlaşmış ekonomik güçle ilişkili potansiyel riskler konusunda uyarıda bulunuyor.
Deutsche Bank’ın S&P 500’ün en iyi şirketlerine ilişkin analizi, bu seçkin firmalar arasında dikkat çekici bir ısrarı ortaya koyuyor ve küresel ekonomik manzarayı şekillendirmede kalıcı bir hakimiyete işaret ediyor. Bu hakimiyetin ortasında şu sorular ortaya çıkıyor: Pazar kazanımları bu teknoloji devlerinin sınırlarını aşabilir mi? Bir varlık yönetimi şirketi olan Evelyn Partners, ABD ekonomisinin dayanıklılığı ve artan marjlar nedeniyle piyasa dinamiklerinde potansiyel bir değişiklik olabileceğini öne sürüyor.
Ancak Evelyn Partners’ın baş yatırım stratejisti Daniel Casali , Magnificent 7’nin ötesindeki fırsatların gözden kaçırılmaması konusunda uyarıda bulunarak piyasadaki değişkenliğin ortasında çeşitlendirmenin önemini vurguladı. Muhteşem 7’nin etkisine ilişkin tartışmalar devam ederken, hem analistler hem de yatırımcılar bu kadar yoğunlaşan ekonomik gücün küresel finans piyasaları üzerindeki etkileri üzerine kafa yormak durumunda kalıyor.